— Vatan Derdi, Yurt Derdi — Ahıska Türklerinin Sürgün Folkloru Doç. Dr. Asif ABBASOĞLU 

 

              Ana toprağı, vatan,, yurt... Türk oğlu dünyaya gözünü açtığı zaman bu mukaddes kelimelerin sihrine kapılmış­ tır. Vatan toprağını «Ana hakkı - Tanrı hakkı», er namusu kadar yüce tutan Türk, vatansız yaşayamaz. Türkün kalbi ebedî vatan sevgisi, yurt hasreti ile çarpmaktadır. Bu dünyanın hiç bir yerinde gariplik derdi .gurbet faciası Türk folklorundaki kadar geniş yer kaplamaz.

 

Son yıllarda, tarihte görülmemiş millî sürgün faciasına düşmüş bir çok Türk elleri için gariplik, gurbet yurt hasreti millî bir facia halini almış­ tır. Amansız bir soykırıma, millî sürgüne maruz kalmış olan KırımTürkleri, Ahıska Türkleri; Karaçaylılar, Balkarlar, Gökçeliler... insanlığın en facialı sayfalarından birini ^-sürgün folklorunu— yaratmışlardır.

 

15 Kasım 1944’ten beri vatanına hasret kalmış olan Ahıska Türkleri’nin sürgün folkloru, kahraman bir milletin acılarını, hasretlerini, istek ve dileklerini ifade etmektedir. Bu folklorun çıkış noktası, vatan sevgisi, ana yurdu hasretidir. Vatana dönme ideali halkı yaşatan yegane kuvvetdir. Yurt sevgisi Ahıska Türklerinin atasözlerinden şöyle açıklanmaktadır: 

«Evden göçen ev kadar yıkılır, kövden göçen köv kadar yıkılır», «Vatan hasreti çektim gözlerime kan geldi, vatanıma kavuştum cesedime can geldi», «Vatan vatan deyip sızlar yürek», «Vatana geldim imana geldim...» Sürgüne dair motifler, manilerde kendilerine özel bir yer bulmaktadır.

Vatansızlığın yürekte açtığı yara, manilerde «doğma toprağın», «yalbuz dağ­ ların», «mor menekşeli derelerin», «zarhoş puvarların», «yeşil meşelerin...» hasretiyle artar, katmerlenir:

 

Dağları karladılar

Yolları bağladılar

Bu yeri halta gibi

Boynuma bağladılar

 

Dertliyim dereliyim

Yürekten paralıyım

Ağaçlar çiçek açtı

Yine ben yaralıyım

Sürgün manilerinde, halkı yurdundan ayıran düşmana duyulan nefreti ortaya koyan örneklere sıkça rastlamak mümkündür:

Sarı Ur us gemisi

Hep ileri hep geri

Nikolay gözün çıksın

Dul koydun gelinleri

Ahıska yöresi ile ilgili efsaneler, hatıralar ve rivayetler de sürgün folklorunun güçlü bir kolunu meydana getirmektedir

Bu efsane ve hatıralar, tarihî şahsiyetler evliyalar, erenler, şehitler, tarihî âbideler (Ahmediye Camii, Altıuı Kale, Türbe, Mukaddes A- ğaçlar, Taşlar, Sular...), muharebeler ve sürgünde karşılaşılan olaylar ile ilgilidir.

 

Ahıska’nm sürgün türküleri de çok dokunaklı ve kederlidir. Bizim yazımı­ za aldığımız «Zalim Seneler», «Beni şad et vatanım için», «Garip ağlar», «Ağ­ larsa anam ağlar», «Çevir yolumuzu vatana Allah», «Garip Mezarı», «Gönlüm şen değil», «Yol ver başı dumanlı dağlar»... gibi gam ve keder dolu türkülerde vatan hasreti, dönme ümidi ve vatan toprağı uğrunda ölme isteği yankılanır.

 

Bu sürgün türkülerinden birisindeki şu mısralara dikkat ediniz :

Zalim felek hasret koydu vatana

Çok elleştim yetemedim metlebe

Bu derdimi ben söyleyim kimlere

Beni şad et şad et vatanım için 

 

Tarih boyunca her zaman bir sanat yurdu olan Ahıska ve çevresinden Âşık Şenlik, Sefili, Emralıî, Hasta Ha­ şan, Şavkı gibi usta âşıklar yetişmiş­ tir. Böyle bir sanat geleneğine sahip olan Ahıska’dan sürgün dönemlerinde de güçlü şairler ve âşıklar yetişmiş­ tir. Mürtez Dede, Sakine Nene, Fehlül, Zeynul Yektay, Cabir Halidov, Şimşek Sürgün, İlim Şahzadayev, Mehyar Ahmedoğlu, İlyas İdrisov, Gülahmet Şahin, Müseddin... gibi Ahıskalı çağdaş el şairleri soydaşlardım isteklerini, hasret ve ümitlerini oldukça güzel bir şekilde ifade etmektedirler.

Sovyetlerdeki Türk boylarının facialı tarihini anlatan Türk sürgün folkloru, bütün Türk tarihinin en dertli ve hem de en şerefli sayfaları arasındadır. Ahıskalıların, Karaçaylılarm, Balkarlarm, Kınnılılarm, Gökçelilerin yarattığı bu sürgün folkloru göstermektedir ki, bu Türk boyları yaşayacak .amansız düşman onları ezemeyecek ve onların Türklük ruhunu öldü- remeyecektir. 

Ajans Ahıska 

logoSayın :9

 Asif ABBASOĞLU(Hacıyev)