Ahıska Türklerinin Durumu
Sosyal medyada son günlerdeki paylaşımlara bakılırsa toplumun duyarlı kesiminin Ahıska sorununu yeterince bilmediği anlaşılıyor. Bazı satırbaşları vermek istiyorum.
Ahıska, Ardahan’ın hemen bitişiğinde, Gürcistan sınırları içinde kalmış bir yerdir. Posof, Ardahan, Artvin, Kars ve Erzurum ile aynı dil ve kültürün ortağıdır. Ahıska Türkleri, Anadolu Türkçesi konuşurlar. Dilleri Azerbaycan Türkçesi ve Kıpçak lehçesinden etkilenmekle birlikte Türkiye Türkçesidir. Ağız olarak İstanbul ağzına en yakın Anadolu ağızlarından biridir.
 
Ahıska, 1267’de İlhanlı Abaka Han döneminde bir Atabeklik olarak kurulmuş, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Safevilerle yaşarken bugünkü etnogenezini sağlamış, 1578’de Çıldır Savaşı ile Safevilerden (Azerbaycan diye düşünün) Osmanlılara geçmiştir. 1829 Edirne Anlaşması ile Rusya’ya bırakılmış, sık sık el değiştirmiş, 1921’de Moskova ve Kars anlaşmaları gereği Sovyetler Birliği’ne bırakılan ve onlardan da Gürcistan’a intikal eden bir bölgedir.
 
Ahıska Türkleri Sovyet döneminde ad değiştirme başta olmak üzere birçok etnik baskıya maruz kalmış, 1944 yılında ise etnik temizlik amaçlı olarak vatanlarından sürgün edilmiştir. Sürgün sırasında 17-55 yaş arası erkekler 2. Dünya Savaşındaydı. Sürgün edilenler yaşlılar, kadınlar ve çocuklardı. Askerden dönebilenler sürprizle karşılaştı: evlerine Gürcüler ve Ermeniler yerleştirilmişti!
Sürgün işlemi çok gaddarcaydı. Gerek sürgün yolculuğunda gerekse gittikleri yerlerdeki kötü koşullar yüzünden nüfusunun önemli bir kısmını kaybettiler.
 
 
Ahıska Türkleri şu anda 10 ayrı ülkede, aileleri parçalanmış biçimde yaşamaktadır. 1991’de SSCB dağıldıktan sonra göç yaşamaktadırlar. En çok Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, Kırgızistan, Özbekistan ve ABD’de bulunmaktadırlar.
 
Rus turistlerin Türkiye ve özellikle Antalya’ya alıştırılmasında Rusçayı ve Rus kültürünü çok iyi bilen Ahıska Türklerinin önemli katkıları olmuştur. Türkiye ve Doğu bloku ülkeleri ve Türk Dünyası ile ilişkilerde Ahıska Türkleri aracılık etmektedirler. Ancak azınlık olmalarından ötürü her ülkede kenarda kalmışlardır.
 
Ahıska Türkleri, dil, kültür ve inançlarına bağlı, çalışkan bir toplumdur. Adlarının Ahıskalı yerine “Ahıska Türkü” denmesinin nedeni, Ahıska’da Gürcü, Ermeni, Yahudi, Rus, Urum gibi başka toplumların da olmasındandır. Ahıska Türklerinin içinde az sayıda Terekeme, Kürt ve Hemşin de bulunmaktadır.
 
SSCB, birçok etnik grubu sürgün etmiştir. Dağıldıktan sonra Almanlara Almanya, Yahudilere İsrail, Korelilere Kore sahip çıkmış, “iskanlı olarak” ülkelerine taşımış, ev ve iş vermiştir. Bir avuç Ahıska Türkünün böyle bir desteği olmamıştır!
 
 
Ahıska Türkleri öncelikle tarihi vatanları olan Ahıska’ya yerleşmek istemektedirler. Ancak buna Gürcistan izin vermemektedir. Gürcistan Avrupa kuruluşlarına üye olmak istediğinde Demirel döneminde Ahıska Türklerinin vatanlarına onurlu biçimde dönmelerinin sağlanması şartı konulmuştu. Gürcistan bu işlemi başlattıysa da Demirel sonrası dönemde bunun takipçisi olunamadı. Gürcistan süreci yokuşa sürmekte ve konuyu unutturmaya çalışmaktadır. Ahıska’ya çok az insan dönebilmiştir.
 
Ahıska Türkleri yaşadıkları zulmü Türk oldukları ve Türk sınırını bekledikleri için yaşamış, Türk olmanın bedelini ödemişlerdir. Türkiye’nin doğal yurttaşlarıdır. Ancak Türk vatandaşı olabilmek için bir ayrıcalıkları olmamıştır. Türkiye’de üniversite okuyan çocukları yabancı uyruklu sayılmaktadır. Birçok sorunları vardır.
Ahıska Türkleri, Ukrayna’da “Deşt-i Kıpçak” bölgelerinde de yaşamaktaydı. Savaş ortasında kalınca bir kısmı Erzincan’ın Üzümlü ilçesine yerleştirilmişti. Halen sürmekte olan savaş başlayınca da bir miktar insan Ahlat’a yerleştirildi. Ukrayna’da halen 10 bin civarında Ahıska Türkü yaşamaktadır.
 
Gürcistan ile Türkiye’nin son yıllarda çok yakın ilişkisi vardır. Türkiye, askeri, ekonomik, istihdam gibi birçok konuda Gürcistan’ın kalkınmasına yardım ediyor, birçok hibe desteği sağlıyor. Komşu ile bu ilişkinin iyi olması her iki ülkenin de lehinedir. Ancak Ahıska Türklerinin göz yaşları dindirilmediği sürece bu iyi ilişki sürdürülebilir olmayacaktır. Gürcistan kendisinin yol açtığı Ahıska Türklerinin yarasını sarmalıdır. Türk hükümeti de bu konuda Gürcistan’ı teşvik etmelidir.
 
Zengezur Koridorunun açılmasıyla Gürcistan eski önemini yitirdiğini düşünüyor olabilir. Gürcü Cumhurbaşkanının apar topar Türkiye ziyareti bunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın konuyu hatırlatması yerinde olmuş, Ahıska Türklerini heyecanlandırmıştır. Devlet bürokrasimizin konunun takipçisi olmasını diliyoruz.
Ahıska Türklerine hem bulundukları ülkelerin hem de Türkiye’nin gereksinimi var. Kazakistan, bu çalışkan ve uyumlu insanların ülkelerinden ayrılmasını istememektedir. Ukrayna ve diğerleri de öyle. Türkiye’nin o ülkelerde bir diyasporasının bulunması lehinedir. Ancak Ahıska Türklerinin bulundukları ülkelerde desteklenmesi gerekir. Ahıskalılara çifte vatandaşlık hakkı verilmesi onları ciddi biçimde rahatlatacaktır.
 
Ahıska Türkleri, Türk olmanın bedelini ödemekte olan vatansever bir toplumdur. Bulundukları ülkelerde sorun çıkarmamakta ama kalpleri Türkiye için çarpmaktadır. Türk milletinin bu insanlara sahip çıkma borcu ve görevi vardır.
 
 

Doç. Dr. İkram Çınar’ın Yazıları https://www.egitisim.gen.tr/dr-ikram-cinar-in-yazilari/

 

 

Ahıska Sürgününün Eğitimsel Sonuçları

 

Ahıska Sürgününün Eğitimsel Sonuçları

AHISKA SÜRGÜNÜNÜN EĞİTİMSEL SONUÇLARI

 

İKRAM ÇINAR

 

Ahıska Türkleri, sınırın yanlış yerden çizilmesi sonucunda Türkiye haritası dışında kalmış, Stalin karanlığında, 1944 yılında geride bir kişi bile bırakmadan tarihi vatanlarından zorla koparılıp sürgün edilmiştir. Etnik bir grubun, yurttaşı olduğu devlet eliyle başka bir yere zorla yerleştirilmesi, söz konusu grupta birçok kayba ve travmaya yol açar. Kültürel, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik yönlerden olan kayıplar hemen dikkati çeker. Bunlar kadar dikkati çekmeyen ancak toplumun geleceği ve bireyin insan olmaktan kaynaklanan haklarını kullanabilmesi açısından çok önemli olan bir kayıp da eğitimle ilgili kayıplardır.

 

Bir devletin belli bir etnik grubun yaşayışına koyduğu sınırlamalar ve onlara karşı uyguladığı eğitim politikası, temel insan haklarından biri olan eğitim hakkının kullanılmasını engelleyebilir. Bu araştırma, Sovyetler Birliği zamanında Gürcistan’ın Ahıska bölgesinde yaşayan Ahıska Türklerinin 1944 yılında vatanlarından sürgün edilmesinin eğitimsel sonuçlarına odaklanmıştır.

Etiketler:   Etiket Eklenmemiş.