İnegöl'de, sürgünde hayatını kaybeden Ahıskalılar için yürüyüş düzenlendi. İnegöl Belediyesi önünden başlatılan yürüyüş, Heykel meydanında sona erdi. Yürüyüş sonunda düzenlenen programda Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) tarafından yapılan Sürgün belgeseli izletildi. Sürgünde hayatının kaybeden Ahıskalılar için Kuran-ı Kerim tilaveti ve dua edilmesinin ardından konuşma yapan Dünya Ahıska Türkleri Birliği İcra Komitesi Başkanı ve İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Taş, "14 Kasım 1944 bizim için ayrılığın, hasretin, özlemin parçalanmışlığın başladığı tarihtir.

Sürgün esnasında şehit olan atalarımızı saygıyla, rahmetle anıyorum. Bugün Ahıska Türklerine uygulanan sürgünün 74. yıldönümü, zulmün ve acının yıldönümü. Bugün, tarihte keşke hiç yaşanmasaydı diyeceğimiz günlerden bir gündür. Her Ahıskalı aile mutlaka bu yolculukta akrabasını kaybetmiştir.

Hiçbir suçları olmayan masum ve günahsız yaşlılar, kadınlar, çocuklar insanlık dışı bir şekilde yurtlarından sökülüp atıldı. 3 gün içerisinde Ahıska ve çevresinden toplanan 92 bin 307 kişi Orta Asya'ya, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'a sürgün edilmişlerdir. Sürgün edilenlerden 45 bin 985'i çocuk, 18 bin 923'ü yaşlı, 27 bin 399'u ise kadındı. Yaklaşık 40 gün süren yolculuk sırasında açlık, soğuk ve hastalıktan 12 bin 859 kişi hayatını kaybetmiştir. 14 Kasım günü biz Ahıskalılar için zulmün, acının ve vatansız kalmanın, açlıkla, ölümle imtihanın 74. yıldönümüdür" dedi.



'SÜRGÜN İNSANLIK SUÇUDUR'

Sürgünde çektikleri acıları hafızalarda canlı tutmak için daha çok organizasyon yapmak istediklerini söyleyen Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) Genel Sekreteri Fuat Uçar ise "Türkiye'de ve temsilciliğimizin olduğu 9 ülkede anma programları başlattık. Sürgün en büyük zulümdür. Vatandan, arkadaştan ayrılığın adıdır ve insanlık suçudur. 1944'de bir karanlık sayfa açılmış.

Biliyorsunuz Ahıska çok uzak bir yer değil. Osmanlı toprakları içerisinde şu anda Gürcistan toprağı içerisinde olan ve Posof'un hemen yanında olan bir yer. Edirne anlaşması ile o topraklar Sovyetler Birliğine terk ediliyor ve halkımızın çilesi o zaman başlıyor. Savaş döneminde hiç askere almayan o rejim, savaş başlar başlamaz bizim 40 binden fazla insanımızı askere alıyor ve 26 bini bir daha dönmüyor. 1944'de karar alınıyor ve 1 gecede bizleri sürgün ediyorlar" diye konuştu.