BİZ AHISKALILAR NE BAHSTSIZ BİR TOPLUMUZ

 

1829 yılında Osmanlı ile Rusya arasında yapılan bir anlaşma ile İstanbul’un kilidi olan Ahıska Ruslara bırakılacak. Ahıskalılar işgale teslim olmayıp 49 yıl boyunca Rus yönetimine boyun eğmeyecek. 1877 yılında yani 93 harbinde Ahıska’dan başlayıp Batum, Ardahan, Kars, Artvin ve Erzurum Rusların yönetimine geçecek. İşgallerin hiç birisi bizi özümüzden uzaklaştırmayıp aksine birbirimize daha da kenetleneceğiz. Birinci Dünya savaşı sonrasında masa başında kaybettiğimiz Ahıska ve çevresinde yaşayan Türkler 1944’te Orta Asya steplerine sürgün edilecek. 1989 yılında Fergana faciası sonrasında ikinci bir sürgün ile Ukrayna dahil 10 ayrı ülkeye dağılacağız.

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bölgeye giden Türk işadamları, devletin yetkilileri

1944 sürgününden sonra Sovyetler Birliği içinde kimliklerinde tek Türk adını taşıyan Ahıskalılardan çok faydalandıklarını defalarca duymuşumdur.

 

Ancak geçtiğimiz 5 ve 13 Şubat 2017 tarihlerinde İnternet sitelerinin birinde Fatih Aydın diye takma isimli birisi biz Ahıskalıları kötüleyen hatta yerden yere vuran birer yazı kaleme almıştı. DATÜB Ukrayna Temsilcimiz Marat Rasulov ile birlikte araştırmalarımızı sürdürdük. Bu siteden ve değişik kaynaklardan Fatih Aydın’a ulaşmaya çalıştık. Derdi neymiş öğrenmek istedik. Ukrayna’da sadece bir tek Fatih Aydın bulduk. O da Ukrayna'da Uluslararası Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD) Batı Ukrayna Temsilcisi idi. Ancak dernekten bize gelen e-mailde ve telefonda görüştüğümüz TUİD yetkilileri, Fatih Aydın ile yazıyı kaleme alan kişi arasında sadece isim benzerliği olduğu belirttiler. TUİD’in ve üyelerinin Ahıskalılar ile ilgili herhangi bir sorunlarının olmadığını tersine her zaman Ahıska Türklerinden destek gördüklerini sözlerine eklediler.

 

Peki Ahıskalılara saldıran Fatih Aydın kim?

Biz tabi durmadık araştırmalarımıza devam ettik. Çünkü bu sahte isim kullanan meçhul şahıs ayırt etmeksizin tüm Ahıskalıları resmen töhmet altında bırakan haksız iddialarda bulunuyordu.

Araştırmalarımız sonucunda kendisini gazeteci olarak tanıtan sonrada iş adamı olduğunu söyleyen Yusuf İnan’ın telefonuna ulaştık. Yusuf İnan’a ulaşıp sadece bu konu ile alakalı bilgi almak istediğimi söyleyince daha konuşmasına başladığı ilk andan itibaren bu kişinin Fatih Aydın adı ile Ahıskalıları haksız ithamlar ile kötülemeye çalışan kişi olduğunu anladım.

Amacım onu dinlemekti zaten. Ancak adamcağız kendisini mağdur göstererek, yazdıklarını defalarca çevirerek tekrar anlatıyordu. Artık isim vererek bizim insanlarımızı da suçluyordu.

Resmen haksızlık ediyordu. Söylediğim tek şey şuydu; “Bak kardeşim bir şeyler anlatıyorsun, daha anlatırken çelişki içindesin. Bundan bir buçuk hafta önce kar maskesi giymiş 5-6 kişi beni bağladılar öldürüyorlardı diyorsunuz. Bu adamların Ahıskalı olduğunu nereden biliyorsunuz? Resmen iftira atıyorsunuz insanlara. Hadi farz edelim ki sizin bu anlattıklarınız doğrudur. Peki siz tüm Ahıskalıları suçlama cüretrini nereden buluyorsunuz? Benim bunda günahım ne? Amerika, Kazakistan, Azerbaycan, Rusya gibi dünyanın 10 ayrı ülkesinde yaşayanların suçu ne? Yaşadıklarınız için gider Ukrayna güvenlik güçlerine şikayette bulunursunuz. Bu ülkede hukuk adalet var. Gerçekten böyle bir şiddete maruz kaldınız ise adalet bu kişilerin cezasını verir. Başınıza gelen olaylardan ötürü Ahıskalıları suçlamanız yanlıştır. Ayrıca Sadece oradaki Ahıskalıları değil tüm Ahıska Türklerini suçlayarak töhmet altında bırakamazsınız. Bu yaptığınız doğru değil. Ayrıca niyetiniz ne ise halis olmadığı aşikar, ama bu şekilde de bir sonuca varacağınızı düşünmüyorum. Bu işin çözümü şudur yazında diğer Ahıska Türklerinin ilgilenmediğini söylüyorsunuz. Bakın ben DATÜB (Dünya Ahıska Türkleri Birliği) Avrupa Temsilcisi olarak sizi buldum, sorunlarınızı dinledim. Bizim bu konuya el atmamızı istiyorsanız Fatih Aydın tekrar bir yazı kaleme alır, kendi sorunlarından dolayı tüm Ahıska Türklerini itham ettiğinden dolayı bizlerden özür diler. Bizde gerekli adımları atarız. Aksi halde bu haksız itham dolu yazılardan dolayı yargıya başvurabiliriz.” dedim.

Yusuf İnan devlet dairesine bir işi için geldiğini kapıda taksinin beklediğini söyleyerek daha sonra konuşuruz diye telefon görüşmesini kestim. Akşamüzeri Harun Bozkurt’tan bir mesaj aldım. Adam zehir zemberek bir yazı yazmış.

 

İyi niyetimizi suiistimal etti

Telefon konuşmamınız ardından bu defa adını verip reklamını yapmak istemediğim sitenin Genel Yayın Yönetmeni olarak Yusuf İnan adı ile “Dünya Ahıska Türkleri Birliği'nden cevap var!” başlığı altında bir yazı yazmış. Ağzımdan çıkmayan sözleri yazıyor utanmadan sıkılmadan.

Anladım artık bu adamın niyeti kötü. Derdi başka.

Ancak Yusuf İnan veya sahte kimlikli Fatih Aydın ne olursa olsun, haksız yere iftira atarak tüm Ahıska Türklerini zan altında bırakıp hakaret ettiğin bu sözlerin dolayı hukuk yolu ile hesabı sorulacaktır. Artık Ukrayna’da ticaretini yaptığın koyunlar gibi boynunu önüne asan bir millet olmadığımızı dünya hukuku içinde haklarımızı da aradığımızı bilmeniz gerekir.

 

Ahıska Türklerini itham eden yazının tamamı şöye;

Dünya Ahıska Türkleri Birliği'nden cevap var!

Genel Yayın Yönetmeni Yusuf İNAN

20 Şubat 2017 19:30

Bugün telefonumu sürpriz bir isim aradı. Adı Burhan Özkoşar...

Burhan Özkoşar, Dünya Ahıska Birliği Başkan Yardımcılığı yapmış eski bir gazeteci... T.C. Devleti kendisini tanıyor!

Burhan Özkoşar, Fatih Aydın'ın “Ahıska Türkleri Türk İş Adamlarını ÖLDÜRÜYOR!!!!!” başlıklı yazısı nedeniyle aramış.

Özür bekliyormuş!

Fatih Aydın bir özür yazısı yazsın biz de Türk iş adamlarını dövmeyin, parasını çalmayın, aracını gasbetmeyin diyelim, dedi...

Sözümüz muteberdir diye de ekledi...

Özkoşar ile yaklaşık 30 dakika konuştuk. Ahıska Türkleri'nin bir özelliğini daha öğrenmiş oldum...

Zeytinyağı gibi üste çıkma özelliklerini...

Özkoşar'ı Türkiye Cumhuriyeti Devleti aramış. O yazıya cevap verin demiş...

Özkoşar o nedenle aramış...

Özkoşar'ın ilk girişi gayet makul ve mantıklı idi... Az damarına basınca o da tehdit etmeye başladı...

Ahıska Türkleri şunu iyi bilmeli ki, Türk Milleti sonuna kadar fedakardır. Hiçbir zaman kardeşlerini yüzüstü bırakmamıştır. Suriye'de zulümden kaçan mültecilere kadar herkese kapısını açmıştır. Hem de sonuna kadar...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi vatandaşına yapmadığı yardımı zordaki insanlara ve milletlere yapmıştır.

Ahıska Türkleri'ne verdiği evi, aşı kendi vatandaşına vermemiştir. Türkiye'de bir Allah'ın kulu çıkıp da dağdan gelenlere ev, aş veriyorsunuz bize vermiyorsunuz dememiştir, demez de...

Türk Milleti yüce gönüllüdür...

Ama sırtından hançerleyenlere müsamahası yoktur...

Siz Ukrayna'da çetecilik, mafyacılık, dolandırıcılık yapacaksınız, Türk İş Adamları'na Ukrayna'yı dar edeceksiniz, arabasını çalacak, geri satacaksınız, karanlıkta 5 kişi dövüp, sonra, sizi koruyalım abi, diyeceksiniz.

Türk Mileti'nin verdiği etleri ve derileri satıp yok edeceksiniz.

Türk İş Adamı'na yardım ediyorum diye yaklaşıp, 5 kişi cadde ortasında dövecek, cebinden parasını alacak ve sonra da yüksek ücretle korumalık yapacaksınız...

Türk İş Adamı'nın iş yerine adam sokup sonra da 5 kişi dövecek, cebinden 4 bin dolar parasını, aracını gasp edeceksiniz...

Ceviz almak için gelen iş adamlarına rehberlik yapıyorum diye yaklaşacak ve cevizler toplanıp bir tır olunca gecenin karanlığında çalacak ve haberim yok diyeceksiniz...

Daha sayayım mı?

Sonra da, Biz çok kırıldık özür bekliyoruz, diyeceksiniz...

Kusura bakmayın ben kendi adıma Ahıska Türkleri'ne bir gramlık güven duymuyorum.

Diğer ülkelerdekini bilemem...

Ukrayna'daki Ahıska Türkleri'nin meziyetleri artık boylarını aştı...

Fatih Aydın Ukrayna'nın sadece bir ilinde olan olaylardan bir kaçını yazdı...

Kısa adı DATÜB olan kurum yetkilileri gerçekten samimi iseler, tehdit etmek yerine bir heyet oluşturup Ukrayna'daki Ahıska Terörü'nün önüne geçsinler...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ukrayna'da kaç cinayet olduğunu çok iyi biliyor. O cinayetlerin büyük çoğunluğunda Ahıska Türkleri'nin adı var...

Kimse kusura bakmasın...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti artık bu aymazlığa dur demek zorunda...

Burhan Özkoşar telefonda ilginç bir iki anekdot da aktardı. Türk iş adamlarının Ukrayna'ya karı kız için geldiklerini, Ahıska Türkleri'ni çalıştırıp da maaşını vermediklerini söyledi.

Özkoşar elinde ses kaydı olduğunu da söyledi. Türk iş adamı Ahıska Türkleri'ne “Rusların karıları, kızları var, sizin neyiniz var” demiş...

Özkoşar kısaca, sizin de ne mal olduğunuzu biliyoruz, dedi...

Ne diyelim...

Büyük devlet olmanın bir bedeli var...

Anamıza küfredenlere bile şefkatle yaklaşmaya çalışıyoruz...

Ukrayna'da yaşayan hiçbir Türk'ün iki karısı yok, ama Ahıska Türklerinin sayısız karısı ve sevgilisi var...

Özkoşar Fransa'da yaşıyor. Gördüm ki Ukrayna'yı bilmiyor...

Tekrar söylüyorum...

DATÜB– Dünya Ahıska Türkleri Birliği gerçekten samimi ise Ukrayna'daki Ahıska Çeteleri'ne dur demelidir...

Özkoşar, bizim sözümüz her yerde geçer, dedi..

Eğer gerçekten sözleri geçiyorsa, bundan sonra Ahıska Türkleri'ni, Türk İş Adamları'nı öldürmekten, malını gasbetmekten vazgeçirsinler...

Aksi halde Ahıska Türkleri Ukrayna'dan da sürülecek...

Özkoşar'a kapak olacak bir olayı da ben anlatayım... Ahıska Türkleri'nin yaşadığı köyde yarı yarıya Ukraynalılar da yaşıyor.

Türk Milleti kurban kesip köye gönderiyor. Özkoşar'ın toz kondurmadığı ademler kapı komşusuna bir dilim et vermiyor...

DÜTİB'in sitesindeki yazıya göre, Türk kimliğini koruyan tek millet Ahıskalılarmış...

Türk kimliğini nasıl korudunuz, diye sormak istiyorum...

Ahıska Türkleri ve Özkoşar şunu iyi bilmeli: Türk iş adamlarını döverek, soyarak, gasbederek kardeşlik olmaz...

Türk Milleti sabırlıdır ama sabrın da bir hududu var... …………………….com’u Türkiye'de kimse tanımıyormuş, kim okur ki sizi, dedi Özkoşar....

Doğru …………. yeni bir site ama günlük 15 -20 milyon hit alıyor....

Özkoşar merak etmesin yakında bilmeyen kimse kalmaz...